Değerli ziyaretçiler,

Çok uzun bir süredir yeni yazı ve Pikan fotoğrafı ekleyemedim. Bunun nedeni hem Pikan Cevizi fidanlığını Adana’dan Antalya- Aksu ‘ya taşımam hem de 35 yıldır yaşadığım İstanbul’daki evimi Aksu’ya taşımam idi.

Nisan ayından bu yana fidanlık altyapısını oturtmaya çalıştım. Aynı zamanda yine Aksu’da ailemize ait bir Pikan Cevizi bahçesi kurduk.

Antalya ve civarında kontrolümde olan 6 adet, Mersin’de de 1 adet, Muğla’da 1 adet  büyük bahçe var ve daha kaliteli Pikan meyvesi üretmek için tüm zamanım fidanlık ve bahçeleri kontrol ederek geçiyor.

Bu yazımda kendi bahçemi kurarken yaptıklarımızdan söz edeceğim. Pikan bahçesi kurmak isteyenlere faydalı olabilecek bir yazı olmasını ümit ediyorum.

Öncelikle arazi seçimi ve alımı Pikan üreticiliğinin ilk ve en hayati aşaması.

Defalarca yazdığım gibi; Pikan Cevizi bahçesi tesis edilirken Toprak kalitesi ve su en önemli iki kriter. Araziyi seçerken dere milli toprağa sahip ve su kanalına yakın bir arazi seçtim. Elektrik de çok yakın olması benim için büyük avantaj oldu. Toprak uzun süredir kullanılmadığından organik üretim için de uygun bir yerdi. Yön olarak sürekli güneş alan bir yer olması gerektiğini de hatırlatmak isterim.

Dikim aralığına ve bahçe düzenine ve ana çeşitlere karar verebilmek 1 ay sürdü diyebilirim. Tabii ki bu süre boyunca boş durmadık ve bahçenin tesviye işleri ile uğraştık. Arazi düz ve boş olmasına rağmen sınırları düzenledik ve bir adet teras yaptık. Çevrede çok fazla keçi ve büyükbaş hayvan olduğundan araziyi tel ile çevirmek gerekiyordu bu nedenle dikimde çok geç kaldık . Tel ile çevirmek için de diğer bütün aşamaların bitmesi gerekiyor doğal olarak.

Arazi hazırlamada öncelikle drenaj gereken yerlere drenaj kanalı kazıldı ve drenaj borusunun yanında çakıl vb. malzemeler kullandık.

Araziyi dipkazan veya ripel ile sürmek gerekiyordu . Toprak çok kuru idi yazın pek yağmur olmadığı için ama Allah’tan harika bir yağmur yağdı ve hemen tarlayı sürebildik. Devamında ise araziyi düzledik ve dikim yapılabilecek duruma geldi.

Bahçe Düzeni ve Dikim aralığı:

Pikan bahçesi kurmak isteyenlerin mutlaka 25-30 yıllık bir Pikan bahçesini görmelerini tavsiye ederim. Çoğu zaman çok iyi bakılmış 10 yıllık bir bahçeyi görmek de yeterli bir fikir verebilir.

Ülkemizde birçok bahçe maalesef uzman ve öngörü eksikliğinden 8m aralıklarla kurulmuş. Bizzat gözlerimle gördüğüm 5m aralıklarla kurulan 2 adet bahçe gördüğümü de belirtmem gerek.

8m aralıkla çok iyi bir arazide kurulan ve iyi bir bakım yapılan bir bahçe yaklaşık olarak 7 yılda arayı kapatmakta. Arazinin ancak %20 si güneş alabilmektedir. Bu durumda seyreltme yapılması ve aralığın 16m ‘ye çıkarılması gerekmekte. Üreticiler de ağaçlara kıyamadıklarından bu gerekli işlemi yapmaya pek gönüllü olmuyorlar. Bu durumda birkaç yıl içerisinde verim düşmeye başlıyor. Budama hatalarında dolayı da sadece alt dallarda meyve oluşmakta . Yeterli güneş alınmadığı ve hava akımı da yeterli olmadığından birkaç yıl içersinde ağaçlar mantari hastalıklara maruz kalarak verimsizleşmektedir.

Bu nedenlerden dolayı bahçeyi 12 x 12 m olarak kurmaya karar verdim. 25-30 yıl sonra benden sonraki nesile seyreltme kararını bırakıyorum.

Düzen olarak elmas veya baklava dilimi şeklinde tasarladık. Böylece güneş alma konusunda az sorun yaşanacak. 3 sıra ana çeşit 2 sıra tozlayıcı ana çeşit şeklinde tasarladık bahçeyi. Bazı yerlerde ise farklı bir tozlayıcı da ekledik.

Pikan Çeşidi Seçimi:

İşte en zor karar. O kadar çok parametre var ki;

  • Erkenci / Geçci çeşit seçimi
  • Peryodisiteye yatkınlık (10.yıldan sonraki verimi)
  • Fungus ‘a dayanıklılık
  • Pazarlamaya uygunluk
  • Kolay kırılabilirlik
  • Meyve rengi
  • İç doluluk
  • Verimlilik

Erkenci çeşit her zaman önemli olmuştur ama geççi çeşitleri de yabana atmamak gerekir. Muhteşem çeşitler var ve ticari anlamda en güzel çeşitlerin birçoğu geç hasat edilen çeşitlerden oluşmaktadır. Buna karar verirken elbette iklimi göz önünde bulundurmak gerekiyor. Antalya ‘da erken ve geç türlerin her ikisinde de sorun olmazken. Karasal iklime sahip bölgelerde sadece erken hasat edilen türleri düşünmek gereklidir.

Bazı türler 10. Yıldan sonra bir yıl meyve vermekte diğer yıl az veya hiç meyve vermemektedir. Peryodisiteyi azaltmak için bazı yöntemler mevcutsa da en iyisi baştan bu durumu bilerek strateji oluşturmaktadır. Bazı türlerde peryodisite çok fazla olmasına rağmen var yılında çok verimli ve kaliteli olduğundan  yok yılı kabul edilebilir(Örn. Kanza )

Fungus ve diğer hastalıklara dayanıklılık ise en az önem verilen kriterdir. Ama ağaç verime başladığında en çok baş ağrıtan konudur. Ben bu konuya çok önem vererek kendi bahçemde fungus a dayanıklı türlere yer verdim. Gezdiğim bahçelerde en önemli sorun fungus/antraknoz  olduğu için.

Pazarlamaya uygunluk ise şu ana kadar ülkemizde en az önem verilen konu idi. Üreticilere erken meyve verdiği ve verimli olduğu için Wichita önerilmekte idi. Kimse bu ürün nasıl kırılır, nasıl pazarlanır düşünmüyordu. Artık Pazar talebi ve önerilerimiz doğrultusunda daha kolay kırılan ve gösterişli türler önem kazandı.

Sadece verimlilik olarak ele alırsanız Wichita, Western, Apalachee gibi çeşitler çok verimlidir ama ülkemizde değerlendirmek çok zor çünkü en zor kırılan türlerdir.

Meyve rengi ve iç doluluk konusu ise şimdiye kadar hiç önem verilmeyen konulardı. Halbuki tüketiciler altın renkli ve içi tam dolu Pikan istemektedir ve ben de bu doğrultuda kurduğum bahçede geç hasat fakat içi tam dolan ve çekici meyve rengine sahip türlere de yer verdim. Bahçedeki ağaçların yaklaşık % 65’i erkenci,  %35 ise mükemmel renk ve kaliteye sahip geç hasat edilen çeşitlerden oluşmakta.

Bahçeyi kurmakta çok geç kaldığım için gübreleme konularında fazla bir şey yapmaya gerek kalmadı.

Şu anda gelecek yıl için hazırlık yapıyorum. Sonbahardan itibaren gerekli gübrelemeyi yapacağım.

Yapılan araştırmalara göre Pikan fidanları için en önemli şey sulama olduğu için bol sulama yapıyoruz.

Ayarlı damlatıcılar kullanıyoruz. Ağaçlar büyüdükçe damlatıcı sayısını da artıracağız. Eğer yeterli ot mücadelesi yapabilecekseniz sprink sulamayı öneriyorum.

Bir sonraki yazımda Budama konusunu ele alacağım.

Herkese sağlıklı ve huzurlu günler dilerim

Abdurrahman Kuyucu